Kitap hakkında: yıl / Size onu kaybettiğimi en başından söylersem, kabullenmesi çok daha kolay olacaktır. Bunun olacağını ve canının yanacağını bileceksin. Ama en azından buna hazır olacaksın. Birisi onu çamaşır odasındaki bir çamaşır sepetinin içinde buldu; sadece birkaç saatlikti, havluya sarılıydı ve yavaş yavaş ölüyordu. Saat 10 haberlerinde profilini çıkardıklarında ona Bebek Musa adını verdiler; eski püskü bir çamaşır odasındaki sepette bulunan, uyuşturucu bağımlısı bir çocuktan doğmuş ve muhtemelen çok büyük sağlık sorunları olan bir bebek. Doğduğundan beri sanki kırılmış gibi vücudunun ortasında çatlak olan bir çocuk hayal ettim. Çatlak kelimesinin yanlış anlamının bu olduğunu biliyordum ama kafama takılan görüntü buydu. Belki de en başından beri beni ona çeken şey kırılmış olmasıydı. Bu hikaye ben doğmadan önce yaşandı. Musa'yla tanıştığımda annem bana onun hakkındaki her şeyi anlatmıştı. Ancak bu olay çok uzun zaman önce olmasına rağmen hâlâ kimse bununla bir şey yapmak istemiyordu. İnsanlar çocukları, hatta hasta olanları bile severler. Özellikle kırık bebekler ama bebekler büyüyüp çocuk oluyor, çocuklar da büyüyüp ergen oluyor. Ancak hiç kimse zor bir gençle uğraşmak istemez. Musa zor bir gençti; yalnızca kendi kanunlarına uyuyordu. Oldukça tuhaftı ama aynı zamanda güzeldi. Onunla birlikte olma arzum hayatımı asla hayal edemeyeceğim şekilde değiştirdi. Belki de uzak durmalıydım? Belki de büyüklerimi dinlemeliydim? Sonuçta annem beni uyardı. Musa bile uyardı. Ama kenara çekilmedim... Acı ve vaatlerle, zihinsel acı ve iyileşmeyle, yaşam ve ölümle ilgili bir hikaye böyle başlıyor. Bu geçmiş ve gelecekle ilgili, yeni bir başlangıç ​​ve sonsuzlukla ilgili bir hikaye. Ama hepsinden önemlisi... bu bir aşk hikayesi...